21 Mayıs 2017 Pazar

şu yardım etme meselesi

kardeşlerinize yardımcı olmak adına yaptığınız bazı şeyler basit ego savaşlarına dönüşüyor
birbirinizi sikmeye çalışıyorsunuz
iki tarafta iyi niyetli davranmadıkça sıçacaksınız
birbirinizin bokunda boğulacaksınız
söylenen her lafın altında art niyet arama
kendine dışardan bakarsan hatalarını görebilirsin 
sana kardeşinin yardım etmesi kadar güzel birşey yok
yardım edecem diyede saldırmaya üstünlüğünü kabul ettirmeye falan çalışma
bir betadan farkın olmaz

2 Mayıs 2017 Salı

Kısa kısa

Bazen içinde bulunduğumuz koşullar bizi oldukça rahat hissettirir. Hiç bir şeyi sorgulama ve araştırma gereği duymayız. İşte o zaman garip bir körlük başlar. Suyumuzun ısındığının farkına vardığımızda herşey için çok geçtir.
Bir kurbağayı kaynar suya koyduğunuzda hemen dışarı
zıplar can havliyle. Ama eğer kurbağayı oda sıcaklığında suyun içine
koyar ve korkutmazsanız, öylece kıpırdamadan duracaktır. Bu arada
suyun sıcaklığını da yavaş yavaş arttırırsanız, çok ilginç bir şey
olur. Sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmaz. Tersine,
halinden keyfi çok yerinde gibi görünmektedir. Sıcaklık yavaş yavaş
arttıkça, kahramanımız gittikçe daha da sersemler mayışır, ta ki tencereden
dışarı çıkacak hali kalmayana kadar. Dışarı çıkmaktan alıkoyacak
hiçbir şey yoktur ama bizim kurbağa orada oturup haşlanmayı
bekleyecektir!
Niye? Çünkü hayata yönelik tehditleri algılayan içgüdüleri, kendi
çevresindeki ani değişimlere programlanmıştır, yavaş kademeli
değişmelere değil.
Bizler, her türlü medya bombardımanıyla uyutulurken aslında; bir
televizyon vadisinde, aynı 500 kişinin gerçek olmayan hayatlarının yansımalarıyla
erozyona uğratırken hayallerimizi; silikon memeler bedenler ve vücut
müsveddelerini, estetik operasyonlar sonucu birbirinin aynı olmuş
yaratıkları izleyerek kaybederken bilincimizi. birileri ellerini ovuşturup sinsi sinsi gülmekte.
Kurbağa teorisini taktiğe dönüştürmek farklı bir yaklaşım
ister dişiler ister sistem ister arkadaş ortamı
Direkt masaya yumruğunu vurarak ipi eline alamazsın
Silahı eline alıp kendini canlı bomba yapıp sistemi yokedemezsin
Kıza çoğk şekersin seğn yaağ diyip sikemezsin olm
Onların silahıyla onları vurmalısın
Unutmaki şuan savaşlar birebir vs atarak yapılmıyor
Kızla konuşurken yavas yavaş kademeli kademeli hızı artırırsın farkına varmaz kaşar peyniri gibi eritirsin karşında ama okadar yavaş dokursunki nöral ağları kendisi bile ne olup bittiğinin farkına varmaz
Ortamda kademeli kademeli kendini belli edersin
Piyonları tek tek indirirken muhabbete daldırırsın
Tüm taşlarını aldığının farkına bile varmaz
Çıkarman gereken dersi çıkar evlat

Bir taktik seçip üzerine gitmiyor
40 taktiği de deniyor
Tutmadıkça taktik değiştiriyor
Bak sana birşey anlatayım
Üniversite de hocanın biri bir kutuya fare koymuş ve öğrencilerine demişki " bu kutuyu kimse açmayacak".
Aradan 3 gün geçmiş yine o hocanın dersi kutuyu almış eline açmış ve farenin ölüsünü göstermiş. Neden öldü diye sormuş.
Öğrencilerden kimisi açlıktan öldü demiş kimisi havasızlıktan öldü demiş kimisi susuzluktan öldü demiş
Profesör " hayır " demiş.
Kutuyu göstermiş fare biraz bi köşeyi kemirmiş biraz bi tarafı kemirmiş öyle öyle her yerini kemirmiş ama asla bir noktayı uzun süre kemirmemiş
Profesör demişki
Bu fare kararsızlıktan öldü
Eğer bir yere karar verip kemirseydi kurtulacaktı
Ama devamlı kemirdiği yeri değiştirdi demiş
Devamlı yeni bir yer kemiriyor
Azıcık kemiriyor
Tutmadı sanıyor
Yanını kemirmeye başlıyor
Ama bukadar hizli dusunen bukadar taktigi ustuste deneyen
Bu kadar cok seyi bir arada ele alan
Hedeften sapar
Yolu kaybeder
Böyle birinin enerjisini bu kadar dağıtmasını izlemek yerine onun enerjisini bir noktaya odaklamalıyız

Neden otlakçılık yapıyorsun olm?
Bak içki masasında oturduğum dedelerden birinin ağzından anlatıyorum

"Benim (?)dönüm arazim var etrafımdakiler beni zengin güçlü biri biliyor doğru zenginim güçlüyüm ama sürekli gelen bi para yok
şuan hanım dese misafir var tavuk al meyve sebze al dese cebimde beş kuruş para yok
elli lira lazım bana misal ben  beni güçlü bilen bir dostumdan elli lira isteyemem kendi itibarımı yerden yere vurmuş olurum  ondan onbinlira alırım elli lirasini harcar geri kalanini cebime koyarim para elime gecincede elli lirasini ekler veririm"

Neden otlakçılık yapıyorsun?
Neden kendi otoriteni itibarını yıkıyorsun?
Zaten çıkarman gereken dersi çıkardın şimdi siktirgit.

Bi betanın sahip olduğu dört şeyi vardırki elinden alırsan oynarsan onu bitirirsin psikolojisini bozarsın gerçekten nefret etmişsen tatmin olursun
Ekmeği/ekmek teknesi/parası
Karısı/sevgilisi/sevdiği
Gururu/onuru/itibarı
Dördüncüsünü söylemeyeceğim şimdiden söyleyeyim tahmin ettiğin şey değil
Belki bir gün betalaşırsan diye ;)